ÜMMÜ SÜLEYM (R. ANHÂ)’NIN TESLİMİYETİ
Hz. Ebû Talha ve Ümmü Süleym’in (r. anhümâ) oğulları olmuştu. Bir gün bu çocuk ağır hastalanıp Ebû Talha’nın evde bulunmadığı bir sırada vefat etti. Ümmü Süleym (r. anhâ), onu yıkayıp kefenledi ve evin bir köşesine koydu, üzerini örttü. Ev halkına da “Ebû Talha’ya oğlunun öldüğünü, ben söylemedikçe, hiçbiriniz söylemeyiniz!” diye tembih etti.
Akşam olunca, Ebû Talha (r.a.) eve geldi. Çocuğu görmek istedi. Ümmü Süleym (r. anhâ) da “Merak etme, çocuk uyuyor, hastalandığından beri onu bu geceki kadar iyi görmemiştim.” dedi.
Kocası oruçluydu. Ümmü Süleym (r. anhâ), hiçbir şey olmamış gibi, akşam yemeğini hazırladı, ona yemeğini verdi ve hizmetini yaptı. (Gecenin sonuna doğru) Ebû Talha’ya, “Ey Ebû Talha! Şu komşumuzun yaptığına baksana!” dedi. O da “Ne oldu?” diye sorunca, “Diğer bir komşumuzdan emanet bir şey almışlar. Emaneti geri istedikleri zaman da artık o şeyin kendilerine ait olduğunu zannederek vermek istememişler.” dedi. Bunun üzerine Hz. Ebû Talha, “Hiç öyle şey olur mu?” deyince, hanımı, “İşte, Allâhü Teâlâ da oğlunu, sana emanet olarak verdi ve şimdi onu senden geri aldı.” diyerek çocuğun öldüğünü kendisine bildirdi. Ebû Talhâ (r.a.) da ‘innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn’ diyerek Allâhü Teâlâ’ya teslimiyet gösterdi.
Sabah vakti olunca Ebû Talha, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) huzuruna gitti. Hanımı ile arasında geçenleri arz etti. Resûlullah (s.a.v.) de her ikisi için, “Cenâb-ı Hak, bu gecenizi hakkınızda mübarek eylesin!” diye dua buyurdular. Bundan bir müddet sonra, Ümmü Süleym (r. anhâ), oğlu Abdullah’a hamile kaldı. Onların teslimiyetleri üzerine Hazret-i Allah, vefat eden evlatlarına bedel olarak başka evlat ile onları rızıklandırdı.
Bu çocuk doğduğu zaman Ebû Talha (r.a.) onu, Peygamber Efendimizin huzuruna götürdü. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hurmayı mübarek ağızlarıyla biraz çiğnedikten sonra emmesi için çocuğun damağına yapıştırdılar ve ona Abdullah ismini verip, hakkında hayır dua buyurdular. Bu duanın bereketiyle Abdullah’ın (r.a.) yedi veya dokuz oğlu olmuştu ki, hepsi de Kur’ân-ı Kerîm’i ezberleyip, hafız olmuşlardı. (19 Eylül 2023, Fazilet Takvimi)